Başkanın Mesajı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kökleri yüzlerce yıl öteye uzanan bir çınarın, kurumak üzere iken toprağa düşmüş ve filizlenip aslına dönüşe hazırlanan genç tohumudur.
Öyle bir tohumdur ki ; yeni filizlenen bir fidan olmanın yanında, tohumu olarak filizlendiği çınarın tecrübesini genç olmasına rağmen içinde barındırmayı bilmiştir.
Gençliğinin enerjisini tecrübeli olmanın avantajları ile bir araya getiren Türkiye Cumhuriyeti bulunduğu coğrafyada kendisine biçilen pasif varoluş dayatmasını reddetmiş ve varoluş gayesini rol alan değil rol olan bir devlet kimliğine büründürmek üzere bir mücadeleye başlamıştır.
Bu mücadele Devleti Ali Osman’ın hasta adam diye isimlendirildiği dönemde başlamış Padişahın ve cesur bir Osmanlı subayının organizasyonu ile ölmesi beklenen bir devletin yeniden doğuş hikayesi ile devam etmiştir.
Bu hikaye ile bir tarih yazılırken, Ülkemizin bulunduğu coğrafyanın coğrafi ve stratejik konumu nedeni ile sürekli baskı ve fitneler üretilmiş ve milletimizin rahat etmesi engellenmeye çalışılmıştır.
Ancak Türk Milletinin mücadeleden kaçmaması , cesareti ve feraseti fıtri özelliğidir. Zira tarih boyunca ‘’ya olacaksın ya öleceksin’’ düsturu ile hareket etmek zorunda bırakılmıştır.
Bu zorlu tarih yolculuğunda zaman zaman kayıplar verilse de bu Aziz millet bir şekilde Allah’ın lütfu ile olmayı başarmıştır.
Olmak yolculuğu her dönemde olduğu gibi bizim de yaşamımızı sürdürdüğümüz 21. Yüzyılda devam etmektedir.
Biz varolmak mücadelesi verdikçe birileri de yok olmamız İçin mücadelesine sımsıkı sarılmaktadır.
Bu vesile ile sürekli vurguladığımız tarihi sorumluluklarımızın farkında olarak gençliğimizin dinamizmi ile bu varoluş mücadelesinde yer almak mücadeleden çok bizler için mukaddes bir davadır.
Bu davada bir çakıl taşı vazifesi dahi görmek bizim için bir fedakarlık değil bir sorumluluk konusudur.
Bağımsız bir ülke vatandaşı olarak dünyaya gelmiş olmamız bizler için muhteşem bir avantaj sağlamıştır.
Ancak bu avantaj çok da büyük bir sorumluluk meydana getirmiştir ki bu sorumluluk ; bağımsızlığımız İçin mücadele vermiş, kanını canını ortaya koymuş ceddimize karşıdır.
Onların kanı ile canı ile bağımsızlığı İçin mücadele ettiği ve bizlere miras bıraktıkları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının refah düzeyinin en yukarılara çıkarılmasıdır.
Devlet ile toplum arasında en önemli iletişim köprülerinden biri de sivil toplum kuruluşlarıdır.
Bizler de SİVİL TOPLUM HAREKETİ olarak öncelikle kendi gelişimimizden başlayarak, bilinçli bir neslin inşaası ve ihyası , toplumsal ihtiyaçların giderilmesi ülkemizin ulusal ve uluslararası alanlarda temsil edilmesi konularında devletimizin ve milletimizin emrinde olmak gayretindeyiz.
Niyetimiz halis , yolumuz uzun ve zamanımız maalesef ki kısadır.
Karşımıza çıkan tüm engellere, ihanetlere, iftiralara ve engellemelere rağmen devletimizin ve milletimizin âli menfaatlerini önceleyerek hiç durmadan düşünmek , üretmek , çalışmak ve neticeye ulaşmak durumundayız.
Bu bilinç ile hareket edecek tüm dostlarımızı bu çatı altında bir arada görmek bizler için çok büyük bir saadettir.
Bu vesile ile ülkemizin sürdürdüğü bu yolculukta ahirete irtihal edenlere rahmet diliyor siz kıymetli dostlarımıza hayırlı yolculuklar diliyorum.
Mustafa Akif EKŞİ
STH GENEL BAŞKANI